Mesaj Sayısı : 613 Yaş : 29 En Belirgin Özelliği: : değişken... Rp Partneri: : Cık ı-ıh xD Lakaplar: : July Güç : Taraf : Z.A.Y Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 22/03/09
hızla kapıyı açtı bulduğu bir koltuğa oturdu endişenlenmişti hemde çok bu aslında her zaqmn yaptığı bir şwey değildi yine bir hışımla koltuktan bir yastık aldı belki de farketmeden belki de sinirden yastığı tırmalıyordu.Kendini düşüncelerin akışına bırakmaya çalıştı yani bir vampir olarak fazla telaşlıydı gözlerini yumdu sakinleşmeye çalıştı ama olmuyordu Edwart onun her şeyiydi ve may edward için çok değerliydi bu yüzdendir ki maya en ufak zarar gelmesi ona da zarar verecekti uzun zamndır ilk defa gözleri doldu biraz sinir biraz endsişeyle rose ve edwartın mayı biran önce buraya getirmelerini diledi..Dileklerin gücüne inanırdı
En son Alice Cullen tarafından Çarş. Nis. 29, 2009 5:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Rosalie Cullen
Mesaj Sayısı : 41 Yaş : 32 En Belirgin Özelliği: : Sinirli Güç : Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 25/04/09
Şimdi ormanın içinde koşuyorlardı. Hava çok karanlık olmasına rağmen yollarını seçerken hiç tereddüt etmiyorlar, bir an olsun bile yavaşlamıyorlardı. Rosalie'nin ise içi içini yiyordu. Eve gelmelerine çok az kalmıştı ve May'in önünde Edward'a durumu nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Endişeli halini May'in başka bir şeye yormasını diledi. May eğer gerçek sebebi bilirse hem partiyi mahvettiği için hemde James'e güvenmediği için Rose'a kızabilirdi.
Parıldayan ay ışığının altında evleri tüm güzelliğiyle görünüyordu. Edward Rose'un biraz illerisinde durdu. Hep birlikte kapıya doğru yürüdüler. Rose basit bir hareketle süslü tokmağı çavirdi ve kapı açıldı. Tabiki de Alice orda onları bekliyordu. Rose kendini Alice'in yanındaki koltuğu attı. Alice'in meraklı gözlerine baktı. Aslında bu mesajı doğrudan Edward için söylüyordu. Anlamasını diledi ve konuşmaya başladı.
"Tamam, şimdi güvendeyiz. Ne olduğunu biraz sakinleşip açıklayacağım şimdi biraz düşünmem gerekiyor"
Edward'ın üstelemeyeceğini biliyordu. Ama May mutlaka öğrenmek isteyecekti. Edward'ın göstereceği tavır gerçekten önemliydi. Edward'ın May'i kendisini sorgulamasına fırsat vermemesi gerekecekti. Rosalie bakışlarını Edward'a çevirdi ve soru sormaması için yalvaran gözlerle ona baktı. Mesajı almış olmasını diledi.
Rüzgar saçlarını karıştırıyor, gözlerini açmasına izin vermiyordu. Bir ara gözlerini araladı. Keşke hiç açmasaydı. Kendini hızlandırılmış bir filmde gibi hissetti. Midesi allak bullak olmuştu. Edward çok hızlıydı. Beyni bir yandan bu kadar büyük bir tehlikenin ne olabileceğini düşünüyor d,ğer yandan bedeni edward'a sıkıca sarılmış düşmemeye çalışıyordu. Edward'ın onu asla bırakmayacağını bilsede tutunuyordu işte. Sonra yavaşladıklarını fark etti. En sonunda ayaklarının yere deydiğini hissetti. Midesi bulanıyordu. Ama Rose ve Edward hasar görmüş gibi durmuyorlardı. Yüzlerinde ciddi bir ifade vardı. Rosalie'nin arkasından el ele girdiler Cullenlerin evine May midesindeki korkunç bulantıya rağmen olanları anlamak için güçlü olmaya çalıştı. Sonra Rosalie'nin konuştuğunu fark etti.
"Tamam, şimdi güvendeyiz. Ne olduğunu biraz sakinleşip açıklayacağım şimdi biraz düşünmem gerekiyor"
bu sözler çok saçmaydı. Hiçte endişeli görünmüyordu ki sakinleşsin! Hem May'in onun sakinleşmesini bekleyecek kadar tahammülü yoktu. Tam ağzını açıp Rosalie'yi paylayacaktı ki Edward'ın sesini duydu.
'' Alice, bizim için artık balo bitti. Sen May'e daha rahat birşeyler ver ve giyinmesine yarım et. Daha sonra da yiyecek birşeyler hazırla''
Bu sözler May'i çıldırtmaya yetmişti. Nasıl bu kadar sakin olabiliyorlardı?. Şimdi konuşmaaa sırası May'deydi.
"Aç değilim. Rahat birşeylerde istemiyorum. Sadece neler olduğunu bilmek istiyorum ve eğer açıklama yapmayacaksanız, bana burdan hemen şimdi gitmemem için bir neden söyleyin!"
Bunları söylerken Edward'ın elinden kurtulup kapının tokmağını tek eliyle kavradı. Öfke bütün bedenini sarmıştı. Başını çevirip muhteşem gözleriyle onu izleyen üç vampir kardeşi gördü.
Juliet Nerissa Cullen
Mesaj Sayısı : 613 Yaş : 29 En Belirgin Özelliği: : değişken... Rp Partneri: : Cık ı-ıh xD Lakaplar: : July Güç : Taraf : Z.A.Y Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 22/03/09
rahatlamıştı kardeşleri burdaydı may burdaydı demek ki tehlike
düşündüğü gbi büyük değildi aslında bu eski soğukkanlılığını geri getirmişti ve
şimdi kafasında yapacakları ve yapamayacakları arasında yüzlerce fikir
dolaşıyordu gözleri bir kapı yokmağına baktı bir maya şuanda konuşması
kişinin kendisi olmadığını biliyorduı yapması gereken tek şeyin susmak ve
güven vermek olduğunu biliyordu ama yapamıyordu nerede neyin eksik
kaldığını bilmiyordu ama bir yanı hala insandı durdu herş ey bir saniye içinde
oluğp bitmişti konuşacaktı ama keşke onu bu durumdan brileri kurtarsaydı keşke derken edwartın sesi duyuldu rahatlamıştı gerçek bir raatlamaydı bu onu sanırım bu yüzden seviyordu
sanırım bu yüzden tüm gıcıklıklarına rağmen sonsuza kadar kardeşi
kalmaya razıydı..
Elizabeth May Warner
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Perş. Mayıs 14, 2009 5:00 pm
~~Yeni gün~~
Elizabeth May Warner
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Perş. Mayıs 14, 2009 5:10 pm
Kalbimin kulağımda attığı demlerdi... Kulağımsa hep ayak seslerindeydi... Gelmesini bekliyordum. Gelemeyeceğini bilsem bile. Ölmüştü. Titriyordu tüm bedenim. Hayat benim için bitmişti. Zaman ve mekan kavramını yitirmiştim. Neler olduğunu yeni yeni anlamaya başlıyordum. Burası Edwardların eviydi. Kendi evim onu en yoğun olarak hissedeceğim yer olduğu için şimdilik oraya gitmek istemiyordum. Duvarlar bana onun ölümünü haykırırken o odalarda duramazdım. Beni buraya getirdiği için Edward'a minnet duydum.Yalnız başıma, duvarların derin çatlakları arasında saklanmak istiyorum. Ama onlar burdalardı. Gidip Edward'a doyasıya sarılmak istiyorum biryandan da korkuyorum, sarıldığım zaman onu da kirletirim diye... Yaşananların tüm sorumlusu benken korkuyorum onuda öldürmekten. Zarar vermekten. Kaybetmekten. Dayanmak çok zor geliyor. Ayakta durmaya zorluyordum kendimi. Güçlü olmak istiyordum. Ayakta kalmak. Onun gibi o kendini benim için ölümün kollarına atarken ben hiçbir şey yapamamıştım. Engelleyememiştim. Bundan başka ölümlerde olacaktı. Öyle diyordu Melody ve ben onlara da yetişememekten korkuyordum. Birini daha kaybetmeye gücüm yoktu. Ama o zaman tek seçenek kalıyordu. Ya o gidecekti yada ben. Hala ayaktaydım. Gözlerim hiçbirşeyi görmüyordu. Ağlamıyordum. Sadece titriyordum. En azından Rosalie'nin ve Edward'ın yanında ayakta kalmak istiyordum. Dişlerimi birbirine öyle bir kenetlemiştim ki... Çeneme ağrılar girmeye başlamıştı. Ağlamamak için kendimi tutuyordum.
Rosalie Cullen
Mesaj Sayısı : 41 Yaş : 32 En Belirgin Özelliği: : Sinirli Güç : Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 25/04/09
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Paz Mayıs 17, 2009 11:19 am
İçinde kopan fırtınaları bilmese halini normal sayabilirdi Rose. Ama bu sakin duruşun altında yaşadıkları kolay değildi. Güçsüz görünüyordu. Ayakta durmaya hali yok gibiydi. Ama direniyordu kendine besbelli. Rose yanına yanaştı. Onu incitmekten korkuyordu. Sözlerini tek tek düşündü toparladı.
"May gel şu koltuğa biraz otur istersen."
Düşmüş omuzlarından sarkan kolluna girdi. Yavaşça koltğua doğru götürdü. Böyle sakin durması yerine ağlamasını bin kere tercih ederdi Rose. Bu hali çok tehlikeli görünüyordu. Çenesi kasılmıştı. Kendini sıktığı belliydi. Yavaşça koltuğa oturdular. Ayakta dururken ki hareketsizliği burdada devam ediyordu. Masmavi gözlerinin arkası bomboştu. Hiçbirşey yoktu gözlerinde. Gözyaşı bile. Rosalie'nin Melody'e duyduğu nefret ikiye katlanmıştı. Onu öldürmek için can atıyordu. Hatta şu an May yalnız kalabilecek durumda olsaydı. Edward'ı da alıp hemen onu bulmaya çıkabilirlerdi. Ama Ma gerçekten çok kötüydü. En gerekli olduğu zaman onu bırakıp gidemezlerdi. O da iyileşene kadar buradan gidemezdi.
Elizabeth May Warner
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Paz Mayıs 17, 2009 11:46 am
Ağzımı açıp onlara iyi olduğumu söylemek istedim. Ama çenemi gevşetmemle ağlamam bir oldu. Boğazımdaki yumruk çözülmüştü.Hıçkırıklarımı durduramıyordum. Gözyaşlarım çenemin altından üzerime damlıyordu.Gözlerimi kapayıp ağlamamayı denedim. Ama gözümü kapadığımda gözümün önüneAngelica geliyordu. Cesedi kanlar içinde yerde öyleceduruyordu. Bu ağlamaktan çok daha kötüydü. Onun ölümünden ben sorumluydum. Onu öyle görmek bana acı veriyordu. Gördüğüm o cesed bana suçumu hatırlatıyordu. Şiddetle gözlerimi açtım. Kaçmak istedim o zaman. Uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Ama bunu yapamayacağımı anladım. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde onlara baktım. Omuzlarım düşmüştü. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum. Ağlamaktan gözlerim yanıyordu ama kapamaya korkuyordum. Onun cesedi, akan kanlar, Melody'nin notu gözlerimden, oraya vardığımda kopan çığlıklar kulaklarımdan gitmiyordu. Yorgundum ama uyuyamazdım.
Kendimi sorgulamaya başladım. Hata hata hata... Kendimden başka suçlu bulamıyordum. Ölüm ona hiç yakışmamıştı. O böyle bir sonu hak etmiyordu. Bu sonu hak eden tek bir kişi vardı. Yaşadığım süre boyunca kimseden öylesine nefret etmemiştim. Öyle büyük nefretleri kendime yakıştıramazdım. Şimdi bana öyle uyuyordu ki... Ama bu kezde gücüm yoktu bir adım ileriye gidecek kadar. O kulübede yalnız Angelica değil bende ölmüştüm. şimdi onsuz aldığım her nefes bana acı veriyordu. Her nefeste tekrar ölüyordum. Artık bende onun kurallarıyla oynayacaktım; Ölümse ölüm, hayatsa hayat. Hıçkırıklar kesilmişti. Bir öke nöbetinin içinde olduğumu sehpada duran vazoyu yere fırlatınca anladım. tıpkı onun gibi bende paramparçaydım. Öfke bütün bedenimi ele geçirmişti. Bende gitmek istiyordum. Yok olmak silinmek istiyordum. Çevremdekilere zarar veriyordum. Bunları yaşamak yerine Melody'den beni öldürmesini isteyebilirdim. Böylece herşey biterdi. "Ya geride kalanlar?" diye sordu bir ses. O an için kim olduğu umrumda değildi. Söyledikleri düşünmeme neden olmuştu. Doğru söylüyordu. Ben gidersem herşey sadece benim için biterdi. Şu an yaşadığım acıyı onların üzerine atamazdım. Düşündüklerimin hepsi kilitli birer kapıya çıkıyordu. Cevap bulamıyordum. Bundan sonra ne olacaktı bilmiyordum. Bildiğim tek bir gerçek vardı; Hayatımda kendimi hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim.
"Özür dilerim Rose. Ben ne yaptığüımın farkında değilim. "
diyebildim sadece. Sesim fısıltı gibiydi. Ama duyduklarına emindim. Yerdeki cam parçalarını işaret ediyordum.
Tommy John Euryale
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Paz Mayıs 17, 2009 6:00 pm
Edward büyük beyaz merdivenleri tedirgin gözlerle ve emin adımlarla indi... Salonun kapısında duraksadı ve avucunu sıktı... Birazdan yapacağı şeyi şimdi yapmak istemezdi ama yine de şartlar bunu gösteriyordu... Yavaşça May'in önüne geldi ve onun kor rengi ipek saçlarına dokundu.. Yüzünü kaldırdığında ğladığını gördü... Eliyle yüzünde ki yaşları sildi ve ona eğildi... '' Şu an ne kadar üzgün olduğunu tahmin bile edemem ama şimdi çok çok önemli bir konu konuşmamız lazım'' dedi ve onu konuşmasına fırsat vermeden kucakladı... Kapıdan çıkarken saçlarını kokluyordu...
Devamı Kayalıklarda...
James Lee Silver
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Çarş. Mayıs 27, 2009 8:54 pm
Geliş sebebi belliydi. Makul düzeyde mutlu olup olmadığını görmek istiyordu. Onu bu dünyadaki herşeyden çok seviyordu. Ama o seçimini yapmıştı. Kalbinde onun yeri hep ayrı kalacaktı. Onun kalbi çarparken James'inki de çarpacak o durduğu anda James'inki de duracaktı. Angelica'nın ölümünden geçen bu uzun süreçte onun mutlu olduğunu görürse ısrarlarından vazgeçecek, bir köşeye çekilip onu izleyecekti. Ama eğer onun yeterli düzeyde mutlu bulamassa varlığını ona hatırlatacaktı. Seçeneklerini bilmeliydi. Yakınlarında evleneceklerini biliyordu. Onunla son kez Warner olarak geçirmek istediği bir gün vardı. O kimseye ait değilken geçirmek istediği birgün. Bugün eğer May ile yalnız kalabilirse, son kez gözlerindeki mutluluğun sebebi olmak istiyordu. Gülmek eğlenmek istiyordu. Onun şartlarıyla tabiki. Dostça... Bunu başarmak zorundaydı. tabi tekrar May'i görmek istiyorsa. Önünde duran süslü kapıyı hafifçe yumrukladı. Duyulmayacak gibi hafif bir sesti. Ama o vampirlerin bu sesi duyacağını biliyordu. Önemli olan May'in duymasıydı.
"May! Benim James. Kapıyı açar mısınız?"
Juliet Nerissa Cullen
Mesaj Sayısı : 613 Yaş : 29 En Belirgin Özelliği: : değişken... Rp Partneri: : Cık ı-ıh xD Lakaplar: : July Güç : Taraf : Z.A.Y Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 22/03/09
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 7:23 pm
Çaresiz...Kapıyı May açmamalı..Edd hiç açmamalı..Birazdan gelecek onun için üzülüyorum.Ama May şeçimini yaptı bunu anlayamaması çok yazık...Saniyeler kalmışı birazdan burada olacaktı bir şey belli etmemeye çalıştmı tabiki gördüğümü bileceklerdi.Saniyeler..Kapıya yaklaştı.Gerilim istemiyordum.Kardeşimin üzülmesini istemiyordum ve Mayın.. "May! Benim James. Kapıyı açar mısınız?"
Tabiki duymuştu Mayda. Ama kapıyı açmaya çok yakındım ve ben daha güçlüydüm hızlıca ilerledim.Sanki olacakları bilmiyormuş gibi açtım kapıyı...Merhba dedi çokda şaşırmamış bir seslşe edwarsın mahvolduğunu biliyordum.Jamesin hala uzaklaşmaması demek Mayı tekrar düşünmeye itmesi demekti.Edwart içinse risk demketi onun içinde üzlüyordum her şeyden çok edward biricik kadeşim.. içeriye girmesini işaret ettim girmesi gerekiyordu...
Elizabeth May Warner
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 7:56 pm
Güneş benim ufkumda yeni yeni beliriyordu. Düştüğüm durumdan Edward ve ailesi sayesinde yavaş yavaş kurtuluyordum. Angelica gittiğinde kabuğu kırılmış kaplumbağa gibi, evim başıma yıkılmıştı sırt üstü düşmüş hamam böceği gibi çaresizdim, biri gelsin beni ezsin diyordum. Ama öyle olmadı. Yokluğuna alışmaya çalışıyordum. Kabullenmemenin bir işe yaramadığını geçirdiğim haftalar süresinde öğrenmiştim artık. Salondaki koltukta Edwardla oturmuş dururken, çok tanıdık bir ses geldi kulaklarıma.
"May! Benim James. Kapıyı açar mısınız?"
Ayağa fırladım hemen. Kapıya vardığımda Juilet çoktan açmıştı bile. Edward da hemen yanımda duruyordu. Kapı açılır açılmaz gözlerim Edward'a kaydı. Tepkisini merak ediyordum. ama hiç birşey göremedim yüzünden. tekrar James'e döndüm. Konuşma ihtiyacı hissettim.
"Merhaba James. "
Herşeyin yolunda olduğunu herkese anlatmak için hafifçe gülümsedim. Edward'ın nefesini ensemde hissediyordum.
James Lee Silver
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 8:15 pm
Kapının hafifçe açıldığını görünce, kalbi ona ihanet edip hızlanmaya başladı. Ama kapıda gördüğü kişi umduğu kişi değildi. Eşikten içeri bir adım attığında ise May tam karşısında duruyordu. Ateş parçası saçları yine omuzlarına dökülüyor, duru mavi gözleri James'e bakıyordu. James'in gözleri hemen onun yanında duran Edward'a kaydı. Bakışlarında olumsuzluk yoktu. Aslına bakarsan hiçbişey yoktu. Yada James göremiyordu. May'in cesaretinede hayret ediyordu james. İçi vampir dolu bu evde kalabiliyordu. Hemde onlar hiçte dostcanlısı gibi gözükmezken.
"Merhaba James. "
Sesi bütün dikkatini dağıtmıştı. Ona topladı yeniden bakışlarını.
"Merhaba May, Edward ve... Juiliet. "
dedi. Ardından diğer ikisinede bi bakış attıktan sonra tekrar May'e döndü.
"May aslında ben biraz konuşuruz ve eğlenceli birşeyler yaparız diye düşünmüştüm. Gelmek ister misin?"
Rosalie Cullen
Mesaj Sayısı : 41 Yaş : 32 En Belirgin Özelliği: : Sinirli Güç : Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 25/04/09
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 8:42 pm
Duyduğu sesler sinirlerinin fırlamasına neden olmuştu. Taş merdivenleri hızla indi. Aklında iki durum vardı. Birincisi James'i öldürecekti. İkincisi ise onu evden kovacaktı. May'in durumunu düşünülecek olursa ikincisi daha mantıklıydı. zayıf bedeni bir ölümü daha kaldıramazdı. Kapıya vardığında ikinci şıkkı gerçekleştirmek için sebepleri sıralamaya başladı. Edward'ın ve May'in yanından hızlıca geçti ve tam James ve May'in arasına geçti. James'in görüşünü engelliyordu şimdi. Konuşmaya başladığında sesindeki kin anlaşılmayacak gibi değildi.
"Neden hemen şimdi burdan çıkıp May'in hayatını mahvetmekten vazgeçmiyorsun. Yoksa onu tekrar Melody'nin eline vermek için planlar mı yapıyorsun?"
Tommy John Euryale
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 8:53 pm
Edward olayları yüz ifadesine yansıtmasada kin doluydu... Rosalie'nin kızgın düşüncelerini duyabiliyordu... James aşkını bitmemiş ama saklamıştı, bu durum Edward'ı daha çok kızdırıyordu... Sinsilik en sevmediği özellikti... Bu May'i kandırmaktan başka birşey değildi ama şimdi onu üzmemeliydi... Ayağa kalktı ve Rosalie'ye yaklaştı... İnsanların anlayamayacağı bir şekilde '' Şimdi sırası değil, lütfen kinini benim gibi içimde tut''... Ardından en neşeli gülümsemesiyle ''Eski dostumuz James'' bunu ona ''biz'' kavramını hatırlatmak için söylemişti... Ardından '' Rosalie'nin kusuruna bakma, bilirsin hep sinirlidir o'' dedi Rosalie'ye göz kırparak... Alice'e dönerek '' Rose ile ava çıkıyordunuz hadi biz sizi tutmayalım '' dedi ve onları gönderdi... Ardından '' Eğer May'de isterse üçümüz birşeyler yapabiliriz'' dedi bir dostcanllısı kahkaha daha patlatarak...
Juliet Nerissa Cullen
Mesaj Sayısı : 613 Yaş : 29 En Belirgin Özelliği: : değişken... Rp Partneri: : Cık ı-ıh xD Lakaplar: : July Güç : Taraf : Z.A.Y Rpg Puanı : Kayıt tarihi : 22/03/09
Konu: Geri: '''Büyük Salon''' Cuma Mayıs 29, 2009 10:49 pm
Rose geliyordu...Sinirli...Daha sinirli olduğunu görmüştü.Sinirliydi,kinliydi merak ediyordu içindeki kin kendine zarar vermiyor muydu?Bir vampir için bile fazla...Oysa James düşündükleri gibi değildi..Adil savaşmıyor olabililirdi ama Edwardda adil savaşmıyordu hemde hiç...Çoğu zaman her şeyden çok severdi onu ama adil savaşmıyordu kabul etmek gerek.Merdivenlerden indi hızlıca Rose James ve Mayın arasına geçti.Kardeşimdi..Ama anlamazdım rose'u. "Neden hemen şimdi burdan çıkıp May'in hayatını mahvetmekten vazgeçmiyorsun. Yoksa onu tekrar Melody'nin eline vermek için planlar mı yapıyorsun?"
Görmekle uğraşmıyordu biliyordu olacakları edwardı biliyordu en azından...Kin dolu olduğunu biliyordu.Üzücü.. oysa Jamesin kısa zamnda dost olacağını biliyordu..Kararlar değişirdi.Ama bu bir vampirde sık rastlanan bir durum değildi.Özellikle bu vampir eddse sonra insanlar tarafından fark edilemeyecek ve benim vampir kulaklarına bile keskin kulaklarımla duyduğum sesiyle '' Şimdi sırası değil, lütfen kinini benim gibi içimde tut''... dediğini duydum.Gitmeliydik..Ona güveniyordum...İradesine güveniyordum.Kardeşime güveniyordum..Ama görmüştümde adil oynayacaktı..Ama kazanacaktı..Evet Rose değil mi?Nasılda unutmuşum hadi gidelim diyip koluna girdim kardeşimin.Sinirlerinin yatışması zamn alacaktı ama her zamnki Rosedu işte..İlerledim ve gözle görülür bir çabayla Edwardın yanından geçtim "Sana güveniyorum kazanacaksın"...Ve roseu alarak hızlıca kapıdan çıktım Yalnız kalmaları gerekti..