Sert ama sıcak esen güney rüzgarı, kulaklarda hafif bir melodi bırakarak ilerliyordu. Onlarca insana dokunarak, sokakların arasından geçip gidiyordu. Sağlam olmayan kapıları gıcırdatıyor, pencereleri aralıyordu. Gür yapraklı ağaçların yapraklarıyla minik bir vals yapmış ve Domuz Kafası'nın kapısına yaklaşan siyah cüppeli ve yerden bir parmak yukarısındaki koyu mavi pelerini olan adama çarpıp geçip gitmişti...
Joseph ışığı giderek azalan güneşi selamlarcasına gülümsedi. Bugün de zaman kapı deliğinden uçup giden duman gibi akıp gitmişti. Bir iki saat boyunca kafasını dinlemek istiyordu Joseph. Bu yüzden kukuletasını kafasına geçirmişti. Sol kolunun altında Gelecek Postası ve bir iki önemli dosya vardı. Kapıyı sağ omzuyla itip içeri girdi sendeleyerek.
"Bir şişe Ateş Viskisi ver, barmen efendi." dedi her zamanki gibi ve köşedeki masasına oturdu.
"Buyur bakalım." diyerek bardağı ve şişeyi masaya koyan barmen, yan gözle müşterisini inceledi. Bazen her hafta bazen ayda bir gelen müşterisi sessiz sakin bir adamdı. Ama cüppesinin altında asil bir şekilde duran asasını fark etmemek mümkün değildi. Adamın güçlü birisi olduğunu düşünüyordu. Ama asla bu tarz işlere burnunu sokmazdı.
"Bana gidip bir... Hayır, iki dilim vişneli tart alıp gelirsen bahşişini bol tutarım bugün." dedi Joseph viskinin kapağını açarken.
Adeta paranın kokusunu alan barmen koşar adımla tart almaya giderken Joseph camdan onu izledi ama aklında başka konular vardı. Bir sürü Bakanlık meselesi ve özel hayatıyla ilgili bir sürü sinir bozucu düşünce... Bunlardan uzak durmanın en iyi yolu ise birkaç kadeh Ateş Viskisi idi onun için.
"Eskiden her gece görüşürdük seninle, hatırlar mısın eski dostum?" diye sordu viski dolu bardağına Joseph. Hogwarts bitip de ailesinden ayrıldığında, yanına taşınan arkadaşı ile her gece iki kadeh içerlerdi. Ama arkadaşı Güney Amerika'ya taşınmıştı. Daha doğrusu taşınmak zorunda kalmıştı. Bir yudum da eski arkadaşı için içti Joseph kadehini yukarı kaldırarak.
"İnsan duyularına güvenebilir mi?" diye sordu Joseph. "Yoksa hepsi bir aldatmaca mı? Hissettiklerim gerçek mi?"
Joseph güldü kendi kendine. Nerde kalmıştı bu pasaklı barmen. Boş mideye şimdiden iki kadeh viskiyi içmişti ve karnı kazınıyordu. Barmen dikkatle taşıdığı tabakla kapıdan girince sevindi genç büyücü. Kukuletasını birazcık daha yüzüne çekerek barmenin önüne koyduğu tarta baktı. Barmenin getirdiği pis çatala uzanmadan önce asasını çekti ve yavaşça asasını sallayıp çatalı temizledi. İki dilimi de beş dakikada bitirmişti Joseph.
"Sarhoş olmadan gitsek mi?" diye fısıldadı Joseph bardağına. Ama viski bardağı ona 'sen zaten çoktan sarhoş oldun' dercesine bakıyordu. Gülümsedi ve bardağı kafasına dikti sonra da bir kadeh daha doldurdu.
"Ne var?" diye homurdandı bardağına. "Bir kadeh daha içsem olmaz mı?"
Son kadehini de kafasına dikip Gelecek Postası'nı açtı. Aptal saptal haberlere sinirlendi ve masaya gerekenden fazla miktarda galleon atıp kalktı. Geldiği gibi Gelecek Postası ve dosyaları sol kolunun altındaydı. Barmene selam verdi ve sağ omzuyla açtığı kapıdan çıkıp gecenin karanlığına karıştı...
Tommy John Euryale
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 12:14 am
Edward bugün May'i görememişti. Bu içinde öyle bir sıkıntı oluşturmuştu ki bugün hiç ama
hiç adeti olmasa da bugün içki içecekti... Kafayı bulması için fıçılarca içmesi gerektiğini
bilsede yapacaktı... İçeri girdi, kasvetli ve soğuk olmasına karşın rahatladı... Barmene
kibarca ama kederli bir ifade ile '' Bir fıçı ateşviskisi ama çok ağır istiyorum'' Barmenin
şaşkın ve korkmuş yüzüne bakarak '' sen ver kardeşim parasıyla değil mi ?'' Ve ardından 2
kese Galleon'u barmene zarifçe fırlattı... Parayı gören barmen hemen fıçı çıkarmaya gitti...
Ama yanlızlık sıkıcıydı... İçinden biriyle dertleşmek ve ona dertlerini kusmak istiyordu...
Joseph Phoenix
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 12:29 am
Sihir Bakanı'nın ofisi, yirmi kadar çocuğa oyun alanı olmuş gibi dağınıktı. Her yerde dosyalar, uçuşan notlar ve elinde imzalanmayı bekleyen belgeler olan sekreterler vardı. Joseph akşamdan kalmaydı. Bir gün önce bir şişe Ateş Viskisi'ni bitirmiş ve eve gidip yatmıştı. Ama sadece iki saat uyuduktan sonra iş onu bekliyordu tiksindirici kollarını uzatmış bir şekilde.
"Çekil!" dedi gözüne doğru bir dosya uzatan sekreterlerden birine. Azarlanan sekreter hemen çekilmişti. Joseph pelerinini alıp kapıyı çarptı ve Bakanlık'tan çıktı. Eski bir Seherbaz olduğu için masa başı iş ona sıkıcı geliyordu. Yine de sihir dünyasının yönetiminin ellerinde olmasını seviyordu. Egoist miydi? Büyü dünyasını en iyi şekilde yönetmek egoistlikse egoistti.
Eve gitmeye hazırlanıyordu ama ağzının kuruduğunu hissetmişti. Bunun anlamı açıktı ve Joseph gülümsedi. Ateş Viskisi içmeye gidiyordu. Yine güneş batıyordu. Nemli ve bulutsuz bir gündü. Domuz Kafası'nın önünden geçenler, yanlarına cisimlenenin Sihir Bakanı olduğunu fark etmeyecek kadar meşgullerdi. Joseph kukuletasını kafasına geçirip kapıyı itti sertçe.
"Bir şişe Ateş Viskisi..." dedi barmene.
Ama barmenin işi var gibi görünüyordu. Bir fıçıyı itiyordu. Joseph asasını çıkardı ve fıçı havalandı. "Ne fıçısı bu?" diye sordu Joseph barmene.
"Ateş Viskisi." dedi barmen müteşekkir bir halde Joseph'e bakarken. Kollarını tutuyordu. Yarımakıllı adam büyücü olduğunu unutmuş, kol gücüyle itmeye çalışmıştı fıçıyı. Joseph'in gözleri parlamıştı. Bir fıçı Ateş Viskisi...
"Kimin bu?" diye sordu Joseph ve barmen kafasıyla arkada bir masayı işaret etti. Joseph kafasını çevirdiğinde tanıdık bir yüz gördü. Hogwarts'ın Aritmansi Profesörü oturuyordu. Hüzünlü olduğu gözlerinden anlaşılıyordu soluk tenli adamın.
"Edward..." dedi Joseph fıçıyı da yanında götürerek. "Nasılsın? Aslıında pek iyi görünmüyorsun?"
Joseph fıçıyı yere koyup adama baktı ve elini uzattı sıkmak için. Fazla samimi olmasa da böyle bir gecede, hele de bir fıçı Ateş Viskisi'yle ahbap olmak içten bile değildi.
Tommy John Euryale
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 11:39 am
Edward çok sıkılıyordu. Ama nedenini bilmemek bir o kadar da acı veriyordu... Şimdi May'i
görmek için neler vermezdi. Sonra düşündü, belki bir arkadaş herhangi biri kim olduğu hiç
önemli değil, belki ölümyiyen belki yoldaşlıktan hiç farketmezdi... Bir an önce aklında ki tüm
anıları ve düşünceleri silmek kurunun yanınada yaşında yanmasına izin vermek istedi...
İçinde onu yiyen kurtlar şimdi belki de azılı bir kurtadamdan daha çok acı veriyordu... Bu
düşünceleri içkiye boğma isteği ile başını tuttuğu sol elini kaldırıp tam barmene iyi bir fırça
çekecekti ki, tanıdık bir düşünce yada ses duydu. Şu an hiç bir şeyi ayırt etmek
istemiyordu, sadece unutmak...
''Edward..." Elinde asasının ucunda koca bir fıçı ile ona yaklaşıyordu."Nasılsın? Aslıında pek
iyi görünmüyorsun?" İşte kendine bir arkadaş bulmuştu. Tam da istediği bir şekilde bakan
dinlemeyi seven ve mantıklı konuşan biriydi...
Edward elini uzatarak '' Pek de iyi sayılmam... Ama bunu konuşmak yerine unutmak
istiyorum.. Ne dersin bana eşlik eder misin ? '' Boş eliyle de fıçıyı açıp kocaman bardaklara
boşaltıyordu...
Joseph Phoenix
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 1:06 pm
'' Pek de iyi sayılmam... Ama bunu konuşmak yerine unutmak istiyorum.. Ne dersin bana eşlik eder misin ? '' diye sordu canı sıkkın gibi görünen adam.
Joseph gülümseyerek cevap verdi adama elini sıkarken ve bir sandalye çekip oturdu. Normal bardağının iki kat büyüklüğündeki kupa önüne koyulunca gözleri parladı. İçmeyi eskiden bu kadar sevmezdi ama uğraştığı bütün bu işlerden biraz sıyrılmasına yardım ediyordu bu vefasız dost. Ama bir alkolik değildi. İçki olmasa onu arayacak kadar düşmemişti daha.
"Siz Hogwarts'da ne kadar rahatsınız, anlatamam." dedi Joseph. "Bakanlıkta işler o kadar karışık ki..."
Joseph, gözünün önüne hala kendisini bekleyen sekreterler gelince güldü. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın başında olmasa heralde hayatında uçan dosyalardan kaçmak dışında bir heyecan olmayacaktı. Bakanlıkta fazla dostu olmaması da bu işe tuz biber ekliyordu. Eski Hogwarts'tan kalan dostlarının ve aile dostlarının çoğu farklı işlerde önemli yerlerdeydiler. Joseph onları fazla göremiyordu. Gördüğü az sayıdaki dostuna da işlerden zaman ayıramıyordu. En son görüştüğü dostu May idi. Bu da uzun uzun zaman önceydi.
"Tekrar birlikteyiz, ha?" dedi Joseph fısıldayarak bardağına. "Eski dostum..."
Joseph gülümsedi ve karşısında oturan adama baktı. Tanımayan birisine belki korkutucu bir hava veriyor olabilirdi ama Joseph daha önce de vampirlerle, kurtadamlarla karşılaşmıştı. Onun için sorun yoktu. Her zaman hazır tuttuğu asasını, bu kez önemsememiş ve normal halinde bırakmıştı.
"Unutmaya..." dedi Joseph ve elindeki koca kadehi kaldırdı.
"Şimdi söyle bakalım Edward, seni sıkan nedir?" diye sordu Joseph, Ateş Viskisi'nden koca bir yudum alarak.
Tommy John Euryale
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 4:47 pm
Edward küçük kadehlerden birini aldı ve bir yudumda bitirdi... İkinci kadehe başlarken "Siz
Hogwarts'da ne kadar rahatsınız, anlatamam'' dedi Joseph. "Bakanlıkta işler o kadar karışık
ki..." Keşke bakanlıkta olsaydım dedi Edward en azından kafam meşgul olurdu. İçinden
söylediklerini dışa vurmak istemiyor sadece içmek istiyordu...
Edward sustu, sadece dinleyecekti..."Tekrar birlikteyiz, ha?" "Eski dostum..." dedi Joseph,
Edward'ınj duymayacağını sanarak fısıldamıştı...
Edward gülümsedi bu duyduğuna... Çünkü o bakandı en iyiydi ve şimdi yanında içiyordu... "Unutmaya..." dedi Joseph ve elindeki küçük kadehi Edward'ın bardağına değdirdi... Edward
bunu sevmişti o da ''Unutmaya'' dedi....
"Şimdi söyle bakalım Edward, seni sıkan nedir?" diye sordu Joseph. Edward '' En yakın
arkadaşını çok seviyorum yani May'i ama o şu an James denen o adamla birlikte yemek
yiyor ve ben hiç birşey yapamıyorum...'' Bunları söylediğini sabah hatırlamayacakta olsa
konuştu... '' Onu çok seviyorum ve onun için herkesi öldürebilirm hatta kendimi bile, ama o
elimi kolumu bağladı ve o adamla yemeğe gitti...'' 14. kadehi içerken beyninin ufaktan
sessizleşmeye başladığını anlıyordu ama hala iyiydi ve buna çok kızıyordu... Sonra devam
etti '' Senin derdin nedir Josh, pardon Jack, Joseph Joseph evet değil mi?'' son cümlesini
söyledikten sonra kendine güldü....
Joseph Phoenix
Konu: Geri: .:.Masa.:. Cuma Mayıs 01, 2009 6:03 pm
"Tamam, bak fazla içmiyorum." dedi Joseph kadehine alkolden kızarmış gözleriyle bakarak. "Ama bu genç profesör, kendini dev zannetti heralde."
Joseph, Edward'ın iki dakikada bir boşalıp dolan kadehini izlemekten yorulmuştu. Yarın iş olacağının bilincindeydi. Bu yüzden her ne kadar istese de, fazla içmiyordu. Edward ise çoktan kafayı bulmuş, boş gözlerle bakıyordu. Joseph gülümsedi adama. Yarın çekeceği baş ağrısını düşündü ve acıdı Edward'a.
'' En yakın arkadaşını çok seviyorum yani May'i ama o şu an James denen o adamla birlikte yemek yiyor ve ben hiç birşey yapamıyorum...'' dedi Edward. Joseph May ismini duyunca kulak kesildi. Çoktandır görmediği dostunu özlemişti.
'' Onu çok seviyorum ve onun için herkesi öldürebilirm hatta kendimi bile, ama o elimi kolumu bağladı ve o adamla yemeğe gitti...''
Joseph karşısındaki adamın ciddi olduğunu gördü. Her ne kadar aşık olsa da kafasında öldürme fikri vardı. Bu karşısındakini potansiyel katil ve suçlu yapardı. Joseph asasına uzandı ve kolayca çekebileceği bir yere getirdi. Edward Joseph'e saldırmazdı ama kalkıp aptalca bir iş yapmaya çalışabilirdi. Bu yüzden Edward'ı durdurmak hem yeni dostu için hem de May için yapması gereken bir şeydi. Ama James ismi tanıdık gelmişti Joseph'e.
''Senin derdin nedir Josh, pardon Jack, Joseph Joseph evet değil mi?'' diye sordu Hogwarts'ın Aritmansi profesörü kekeleyerek ve Joseph sevindi. Çünkü Edward daha fazla May'i düşünmüyordu. Bu sayede James denilen adamı öldürme düşüncesinden de uzak duracaktı.
"Benim derdim özlem." dedi Joseph. "Eski bir arkadaş..."
Joseph'in aklına Amy gelmişti. Ve bir anda kafasında şimşekler çakmıştı. Bu kadar içmesinin nedeni işler değildi. Bir sürü dosyayla uğraşmak onu yormazdı. Bütün gün boyunca yazı yazmak da onu yormazdı. Onu yoran yalnızlıktı. Amy gitmişti ve Joseph nerede olduğunu bilmiyordu. Ve bu onu daha da sinirlendiriyordu. Onun nerede olduğuna dair en ufak bir fikri dahi yoktu.
"O gitti ve geri gelmeyecek. Bundan eminim. Ve öfkeliyim. Kendime..." dedi Joseph kadehini masaya vurarak. "Onu durdurmam gerekirdi. Ama onun gittiğinden bile haberim yoktu..."
Joseph kadehini doldurdu ve kafasında ona yeteri kadar içtiğini söyleyen sesi susturdu. Eski dostu artık konuşmuyordu. Yarın iş olup olmaması da önemli değildi. Önemli olan Amy idi...